“burda sanki yazım hatası var?”
“….”
sessizlikle cevap vermek bi yoldu benim için. o kadar geniş bi cevaptı ki “pasif-agresif” diyebilirsiniz bana gönül rahatlığıyla.
inen çıkan moraller, enerjiler, duygusal haller derken hava da soğudu, bedensel fonksiyonlarda bir yavaşlama ihtiyacı var. enerji harcamama değmeyeceğini düşünüyorsam “teşekkürler, almayayım” cevabını yapıştırmaktan çekinmediğim, yanlış anlaşılır mıyım kaygısının ipini gökyüzüne saldığım zamanlar. ooh yan-gel-yat vegan kebap.
mikemmel olmazsa yazmadığım, paylaşmadığım, anlatmadığım dönemlerden içinden geldiği gibi (belli bi çerçevesi var tabi, şiddetsizlik-dürüstlük filan) döküverdiğim zamanlara akıyorum. kendimi “hata” yaparsamlarla tutuverdiğim, gerdiğim, hatta yersiz hedefsiz öfkelerle başbaşa bulduğumdan beridir saldım ipleri ki kaygı balonları özgürleşsin. Goenka da hep diyor, herkes özgürleşsin. Umut fakirin ekmeği (glutensiz ya da atalık tohum buğdaylarından) deyip de kaygılardan özgürleşmek isterken haydeee, “valla yanlış yazmışım” farkındalığı yaşıyor ve sinirleniyorum. kimsenin bu hatadan ölmeyeceğini bilsem de birilerinin kalbi kırılır belki, birileri de çok eğlenir hem diyip de koyvermeye dair bir şeyler geveliyorum.
çocukluğumdan beridir “hata” yapmak “başarısız” olmak bir tabu gibi büyüdüm. kimsenin üstüne yüklemiyorum bunu, kendi yarattığım, kendimce özendiğim bir kalıptı hatasız, mükemmel ve başarılı olmak. oysa ki vallaha da hata yaptıkça öğrenmek diye bir şey var. bir de ben fark edip orda işlemeyen şeyi görüyorum evet bir de bunun dış çemberi varmış meğer. “hata” yapamamanın bir ucu da “kontrol” edilme baskısına dayanıyormuş bende. o baskı da kendi eserim, herkes rahat olsun. gözetilmek ve “cık cık cık” eleştirilmek hissi, al o da benim eserim. oysa ne büyük rahatlık, benim gözümden kaçabilenleri başka bir göz görebilir ve dürtebilirmiş. kendi hatamı görüp, eylemlerimde geri sarıp nerde sıkışan, atlanan, dikkatten kaçan var bi bakmak, yavaşlamak, geri çekilmek mühim. bunu çevrende gözlemleyen birileri varsa hele, onlar da büyük destekmiş. yaptığımı gözden kaçırma hakkım, bunları görenlerin söyleme hakkı var, çok güzel ki o destek çemberi, gözetenlerimiz çok.
bir metin hatasından yine nerelere geldik hele bak sen.