İçeriğe geç
Anasayfa » Datça Günlükleri – 3

Datça Günlükleri – 3

3 haftanın 3 sene gibi hissettirdiği ve bir çırpıda geçtiğine hala inanamıyorum. Dolu dolu 3 haftada çokça şey öğrenip denerken bir yandan da zorlanmalar, sıkılmalar, yorgunluklarla yeniye doğru yelken açıyorum.

Datça’da tazecik Ashtanga topluluğumuzla eğitim dışında da nerdeyse her anı birlikte geçiriyoruz. Birlikte çay içip yemek yiyip bir de üstüne pratik yapıp öğrenmek çok yoğun ve dönüştürücü bir deneyim. Herkes birbirini gözetiyor, eğitim saatinden önce shala’da oluyor, zamanımızı, enerjimizi birbirimizi desteklemek için kullanıyoruz. Öte yandan da geride bırakıp geldiğim öğrencilerim İda Dojo’da kendi pratiklerini sürdürüyor ve bana güzel mesajlar atmaya devam ediyorlar.

Knidos’ta gün doğumu

Bir topluluk olmak için ne gerekir diye soruyorum içimden. Kendine zaman ve alan açmak, paylaşmak ve farklı insanlarla buluşmak. Burada birlikte yaptığımız pratiklerde sessizce destek vermeyi ve en önemlisi de almayı fiziksel ve duygusal olarak yaşıyorum. Ashtanga pratiğinde bana kapı açanlardan biri, bir pozun içinde nefes alıp verirken bana destek olmaya gelen, bedenimi, zemini ve mevcut hali fark etmemi sağlayan yargısız temas. Bu temasın yeri, zamanı, şiddetinde en önemli kriter eşlikçilik ve karşılıklı dinleme. Ve bunu ben ya da o yapmıyor, birlikte yapıyoruz. Sonra yine kendi nefesimle ve zeminimle hareket etmeye devam edebiliyorum.

3. hafta fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak oldukça inişli ve çıkışlı geçti. Hele bir de dolunay bir şovlar yaptı geceleri, sabahlara baş dönmeli, göz kararmalı, pratik içinde süper dengesiz olmalı haller geldi. Kendimi sağlam hissettiğim yerlerde sarsıntılar oldu, bazı şeyler yıkıldı, yerinden yeni şeyler filizlenmekte. Bedensel bir pratik olsa da zihnimde bir sürü karanlık yere ışık tutuldu ve bazen bunu taşıyamadım, çöküp kaldım, durdum, geç saatlere kadar uyudum ve sindirmeye zaman tanıdım. Bazı geceler de uyku tutmadı, pozları, sayıları çalıştım, günün nerdeyse her saatini öğrenmeye adadım.

Bir yandan da bu öğrenme sürecinde hata yapmanın ne kadar çok öğrettiğini yeniden deneyimliyorum. Hayatın içinde de, bir ilişkide, iş yaparken hataları kabul ederek onu bir öğrenme patikasına dönüştürmek için müthiş bir oyun alanı burası. Hatalarımı gören ve beni böyle kabul eden, canım sıkkın ve enerjim düşük olduğunda elimden tutup çay içmeye götüren, keyifli ve enerjik olduğumda bunu paylaşabildiğim ve neşeli kahkahalar atabildiğim insanlar arasında olmak ne hoş. Ve bir yandan da bazen çatışmak, farklı fikirler sunmak, üstü üste ya da yanyana bir şeyler koymak da bu topluluk dinamiklerine dahil.

Sevgili hocalarımız Şenol ve Bilge, bilgilerini ve deneyimlerini paylaşırken ve bizim gelişimimiz için tekrar tekrar bıkmadan aynı şeylerin üstüne cila çekerken hem görülmüş ve desteklenmiş hissediyorum, hem de bu kapsayıcılığı hayatımda işletmeye niyet ediyorum. Son günlere girerken, coşkuyla gelen bahara, değişim ve dönüşüme, yol arkadaşlarıma ve desteklerini eksik etmeyen yakın-uzak tüm dostlara da göz kırpıyorum. Yine yeniden Datça’ya, hocalarıma, yol arkadaşlarıma ve mini topluluğumuza kavuşacağım günler gelecek.

Bu yazıyı da geçen hafta uğurladığımız Steve Paxton’un bir hikayesini anlatan Martin Keogh’la kapatmak istiyorum.

51 senelik geçmişi olan Kontak Doğaçlama alanını kuran Steve Paxton CI25 buluşmasında konuşma yapması için ona ayrılan sandalyeye oturmamış ve bu kadar senedir devam eden pratik, ona ya da başka birine değil dünya çapında bir topluluğa ait. Ashtanga pratiği yapanlar gibi, bir pratik var ve etrafında buluşuyoruz, bir metod var, öğretmenler var elbet. Bunu paylaşmaya, aktarmaya ve sımsıkı tutmak yerine onu elden ele çoğaltmaya, genişletmeye fırsat sunan tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum.

Serinin diğer yazıları

“Datça Günlükleri – 3” hakkında 1 yorum

  1. Geri bildirim: Datça günlükleri- 1 - .yağmur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir