İçeriğe geç
Anasayfa » Yeniden başlamak

Yeniden başlamak

Bu yazılar kendi yogaya başlama yolculuğum üzerine yazdığım serinin bir parçasıdır.
Yazı dizisi-4-

Yazmak, okumak ve bazen de hareket etmenin gündelik hayat içinde saklandığı, dışardan görünür olmadığı zamanlardan geçerken yeniden başlıyor ve bireysel bir yolculuk hikayeme geri dönüyorum. 

Tam da bu yazının başlığı gibi, 2012-2014 yılları arasında dağ başında bir kırsalda topluluk denemesi diyebileceğim bir hayatta, doğanın ritmine şahitlik ederek, bazen onunla çatışarak, uyumlanarak ve düzen vermeye çalışarak geçirdiğim zamanların sonuna doğru geliyordum. Ve yeniden başlamak için önümde kapanan bir kapı başka bir kapıyı açacaktı, ben habersizdim. Kendimle olan ilişkiyi (Yama- Yoga’nın 8 kolundan ilki) şimdiden görebildiğim bu yaşantıda birden bire “yakın çevre ile ilişki”lenme haline dair sorular belirmeye başlamıştı. Doğanın izlerini takip ederek kendi gıdamızı üretmek, atık üretmemek ya da dönüştürmek derken kendimize yaptığımız yatırımların görünmez de olsa bir çevresel etkisi oluyordu az ya da çok. 2012 kışında bahçede işler yavaşlayınca biraz daha zaman ve fırsatımız oldu ve, köyde birlikte yaşadığım Pelin ile birlikte; içinde yaşadığımız kırsal bölgedeki yerele dokunmak niyetiyle ve çocukları önceliklendirerek komşusu olduğumuz köyün ilkokulunda bir festival denemesi yapmaya karar verdik. Bu organizasyonun ilerde de hayatıma renk ve çeşitlilik katacak en önemli kalemlerden biri olacağının o sırada farkında değildim. İstanbul’dan sanatçı, yaratıcı bir ekiple birlikte çocuklarla okul saatleri içinde 1 hafta boyunca çeşit çeşit atölye yaptık ve 2 sene boyunca bunu sürdürdük. 2. Seneyi organize ederken yıllardır beklediğim ama cesaret edemediğim, ertelediğim 10 günlük Vipassana kursu e-postama düştüğünde tereddüt etmeden başvurdum. Köydeki kapalı sistemde akan hayatın dışına çıkıp, burada sıkıştığım anlardan bir kaçış ve esasen kendi içimdeki kaosa bakabilmek için en basit yoldu. Köyde birlikte yaşadığım Hazal ve farklı kırsal bölgelerde yaşayan dostların da katılacağını öğrendiğimiz kursa Ankara-Fethiye şeklinde kırsal yaşama dair farklı ekiplerle buluşmaların ardından Kuşadası’na vardık. 10 günlük kursun sonunda bazı konularda kararlar vermiştim. Kırsalda yaşam, topluluk olmak ve iletişim kurmak gibi konularda sıkışıyordum ve şimdi biraz daha köyde gözlemci konumuna geçip de hayatta beni besleyenleri görmek için zaman tanımıştım. En nihayetinde 2. Çocuk Festivali sonrası “yeniden başlamak” üzere köyden ayrılmaya karar vermiştim. 

Bayındır-İzmir / Çınardibi Çocuk Festivali / 2014

Peki neydi bu yeniden başlamak benim için? Buraya gelirken heybeme kattığım birçok şeyin tozlanmış raflarda durduğunu ve kendime hizmet etmekten çevreme hizmet etmeye odaklandığımı fark ettim. Ve yıllar içinde köydeki yaşamın içinde öğrendiklerim ve oraya sunduklarım arasında dengeyi kaçırdığımı fark etmiştim. Şimdi rotayı bunun dengesini aramaya döndürüyordum.

Kurs sonrası sadece bahçede, tarlada, zeytinlikteki iş yapmak hali dışında sabah ve akşam düzenli oturmaya, matın üzerine çıkıp pratiğimi yapmaya yeniden başladım. Henüz yolun başındaydım ve kırsalda kendi kendine yeterli topluluk halinde yaşamak için farklı alanlarda (içerde ve dışarda) çalışmaya ihtiyacım vardı. Bazen dışarıya karşı kapanarak içerde kendi kendimi yiyordum, bazen de içerdeki fırtınayı tutamıyor dışarıya tufanlar yaratıyordum. Goenka’nın dediği “dengelilik” hali için biraz daha çalışmak için yoga ve meditasyon pratiklerini en saf halleriyle sürdürmeye geri dönmeyi seçmiştim. 
 
2014 yazında yeniden İstanbul’a geldiğimde bir otobüs durağında karşılaştığım bir üniversite arkadaşımla yeniden yollara düşmem bir oldu. Herkes için Mimarlık Derneği ile yine bir kırsala yolculuk başladı. Dernek ile buluşmam bugün de hala süren yegane topluluk hikayem. (Bu hikayeyi Manifold’a yazmıştım, merak edenlere) 

Ovakent Uygulama Atölyesi / Ödemiş, İzmir 2014

Kırsala dokunan eylemler serisinin başlangıcı olan 2014 yazı beni kendimle çalışmaktan yeniden çevreme dokunmaya da yönlendirdi. Yoga ile tanıştığım yuvaya- Nefess Yoga – ve ordaki dostlara geri dönmek ve yeniden başlamak için hazırdım. Ürkekçe yeni stüdyodan içeri girdiğimde artık yeni birileri vardı karşılayan, yılların değiştiremediği bazı isimler vardı ve kucakladık birbirimizi. Yelina ve Arzu beni gönülden kabul ettiler derslerine ve sohbetlerine. Kendimle ve etrafımla, dahil olduğum yeni toplulukla ilişkilenmelerim beni yıllardır peşinde olduğum “birlikte yapma”nın içine bırakmıştı. 

İstanbul’a geri dönmek istemeyen yanım biraz sakinleşmiş ve biraz da burda durup izlemeye karar vermişti. Vipassana’nın ardından geri dönüp de “yeniden başlamak” çok manidar olmuştu. İstanbul bir yandan da bana bugün sahip olduğum pek çok şeyin kapısını bu dönemde açtı. 
2014 yazında dernekle gönüllü olarak kırsala “temas” etmeye başladıktan sonra insanlara temas etme hevesim de arttı ve Masaj terapisi ve Kontak Doğaçlama alanlarına da girmeye karar verdim. 2 senelik içe dönüşten sonra kendimle çalışmaya devam ederek dışarıya açılmaya başlamıştım. 

Şimdi bu noktada durup bir baktığımda dopdolu ve kalabalık günlerin içinde kendime dönüp de durabileceğim alan ve zaman yarattığımı görebiliyorum. David Cornwell sayesinde tanıştığım Ashtanga Vinyasa pratiğime kendi başıma geri döndüm, adanmışlık (Tapas) ve istikrarla sürdürmeye niyet ettim. Sabahları meditasyon-yoga pratiğiyle başlayan gün bir koşturmacayla giderken gün sonunu kimi zaman keyifle kimi zaman bitkinlikle getiriyordum. Öz-bakım, kendine zaman ayırmak gibi kavramların dile pelesenk olmadığı bu dönemde, rutinlerin ve farklı ritimlerin içinde az ya da çok denemden süregelen bir akış yarattığı bir “yeniden başlama” halindeydim.
 
2014’ten 2015’e geçerken beni “davet eden” ve yoga eğitmenliğine doğru (alan tutuculuğu demek daha doğru geliyor)  ürkek adımlar atmaya başlamıştım. 2010’da Nefess Yoga’da girdiğim ilk yoga dersinden 2015’e geldiğimizde ilk yoga dersimi vermeye hazırlanıyordum. Bana öğrenme alanı olan yer şimdi benim de kendi deneyimimi paylaşabileceğim bir yuva olmuştu. Beni teşvik eden, cesaretlendiren ve dürüstçe eleştiren pek çok alandan insanla birlikte birden fazla topluluğun parçası gibi hissetmeye başlamıştım. 

Nefess Yoga / Asistanlık yaptığım eğitmenlik eğitimi / 2015-2016 / Fotoğraf: Elif Savari Kızıl

Yeniden başlamak bir döneme değil de her güne sirayet ediyordu ve düştüğümde bazen kalkmayı, bazen de yerde kalmayı seçiyordum. 2014-15 senesi kendi sınırlarımla tanışıp da ötesinde neler olduğunu merak ettiğim zamanlar olsa da ölçülemez bir deneyim ve bilgi katmıştı. Şimdi o günlere baktığımda ne kadar çok hata yapabilme özgürlüğüm olduğunu, bir toplulukla hareket etmek ve üretmek için hevesimi kaybetsem de yeniden bulabildiğimi görüyor ve sonraki bölümde bu topluluk hikayesinde başka kapılar açacağımı şimdiden sızdırıyorum.

Yağmur Kutlar
Ekim 2023


Bu yazı daha önce Boş Ayna‘da yayınlanmış olup, Şubat 2025’te güncellenmiş versiyonudur.

Yazı Dizisi
-4-
Sonrası
(Yakında)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir