İçeriğe geç
Anasayfa » .yuvadan eve, evden rüyaya.

.yuvadan eve, evden rüyaya.

.sene 2016 ya da 2017 olsa gerek. bol yağışlı bir gece yine yollardayım. şimdi yaşadığım/ salındığım coğrafyanın ortalarında bir sahil sitesine gelmişim. dostluklara güvenim tam, yenilikler ve biraz da mistik olaylara daha açığım. mistik dediysem hayali imgeli meditasyonlar. kendimi tam teslim ettiğim bir dost ve ailesiyleyiz. bugüne gelişimde yerini asla es geçmeyeceğim biri. gündüzleri sahilde ve çay bahçesinde takılmalar, akşamüstü evde, bahçede fırsat buldukça dertleşmeler. o yaz hatıralarımda epey canlı ve keyifli. şimdi yeniden aynı sahilde oturup da bu satırları yazıyorken tüm denklemler değişmiş, o dostla kopmuş bir yerdeyim. hayatımın en büyük kırılmasıydı (en azından şimdilik). yalnız başıma bir bankta oturmuş yürüyen gençlerin anlamadığım dili, yaşlı müdavimlerin “buralar elden gidecek.” konuşmalarıyla izliyorum kendimi. “anılar değişir” diyordu bugün okuduğum kitapta. buraya dair anılarım hep yumuşak, değişkenler ve kaybolan şeylerle. belki geniş bir alandır buna fırsat sunan ya da anıları da tutunacak bir dal yapmışımdır bugünlerde.

kendimi ne zaman deniz kenarında bulsam nefes alıyorum. deniz sert de olsa, rüzgar çarpsa da. toprağa da böyle yaklaştım, sonra dağlara, sonra denize. denize ulaşan dağlarda heyecanım. kalbimi öyle bir “ada”da bıraktım. yıllardır arandığım “ev” hangi kıyıya çarpan dalga, hangi tepede esen rüzgar bilmiyorum, yoldayım.

5 sene önce (2018) bir rüyaydı beni egenin o zaman serin sularına getiren. Şimdilerde adalı olan can dostum Tuba el vermişti, İlker ziyaret etmişti. O sahil sitesinden bugüne kendime yolculuk, “ev” bellediğim yerde olagelmekteydi. Derin neşeler, kayboluşlar, çok sevişler, büyük düşüşler. hepsinin yuvası oldu. bu aralar yeniden hiçbir yerde hissederken soruyorum “ev” nedir ve ne zaman yuva olur?

kaybolmuşluklar döneminde beni merkezime getiren bir soru bu. tekrar tekrar yüzeye çıkıyor ve hareketten durağanlığa geçiriyor. bir yerde kalamayan yapım bir yere yerleşmeye ihtiyaç duyuyor. peki ya merkezim nereye çekiliyor? hayatımda savrulmaların zirvesindeyim. bir zamanlar yuva yaptığım yer şimdi güvenli bir liman. bir şeyler eksildi ve ev yuva olmaktan uzaklaşsa da hala bana zorlandığımda güvende hissettiren bir mekan.

çok evim var, hiç yuvam yokmuşçasına. ruhum, kalbim yerleşmek isterken bedenim gezintilerde. epey yorgunum ve evler birer rüya gibi, oysa rüyamdı beni buralara getiren. şimdi tam aksi. bazen uyandığımda nerede olduğumu kavramakta zorlanıyor, etrafıma bakınıp emin oluyorum. özlediğim şeyler bir heyecan yaratıyor, hala paylaşmak ve birlikte yapmak en çok mutlu eden iken biraz biraz içime dönüyorum. yuva belki de tam burada.

o rüyadan bugüne geldiğimde kendimi yerleşik hissediyor ve yuvayı kurmak için eşimi de arıyordum. ve bir yol vardı bizi karşılaştıran, şimdiyse ayrışmayı bize yaşatan. bu karmaşanın içinde biraz dursam da aynı yola değil birbirimize dahi bakamadığımızı fark ediyorum. kendimize bakma zamanı, biraz demlenip durmak, ortak alanlar ve zamanlarda buluşmaya fırsat yaratma zamanı. işte bu denklemin için yuva aramaktan bir süre vazgeçtim, güvenli limanlarda geziniyorum. evimi, merkezimi, yuvamı, eşimi bulmak için yeniden yoldayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir