güneş yeni bir yerden doğar mı dersin? yeni bir güneş de olabilir belki. evrende gezegenler, galaksiler zihnin algılayabildiğinin ötesinde iken neden olmasın?
hayata başka bir yerden bakmaya, başka ihtimalleri ve daha komiği de önceden yaşanmış olanları yeniden görmeye başladım. bağımsız ve güçlü olmak. güneş gibi sadece olduğu halde ışımak, ısıtmak ve parlamak. birtakım dar patikalar, karanlık ve soğuk yollardan geçerken bir ihtimal daha olabilir diye yükseldi bir ses içerden. görünmekten, anlatmaktan hele ki biraz abartmaktan çekinmemeyi koyuyorum bugün önüme. birliktelik ve birlik arasında takılıp kalmışken biraz daha çemberi genişletmeyi düşledim.
geçen sene bu zamanlar 60 küsür insanı büyük bir çaba ve heves ile biraraya getirmiş olan yağmur’u hatırladım. içimdeki coşkulu hareket araştırmacısını, yolda yıpranan ve yeniden kurulan ilişkilerle biraraya getiren yağmur’u görüyorum. hayatımın hiçbir döneminde olmadığı kadar kendimi tanımayı ve onu parlatmayı seçiyorum. belki de güneş tam da buradadır, içerde saklanıyordur. bir şeyleri düzene sokmaya değil sadece su gibi dere yatağında yol almaya ihtiyacı vardır.
dünya ahvali, gördüğüm ve okuduğum haberler içimi açmıyor elbette bu satırları yazarken de. arka planda çalışan zihin ölümü, kırımı, savaşı, yokluğu çok da iyi biliyor. ve tam da bu noktadan harekete geçmek istiyor. bazen neden olduğunu bilemediğim gözyaşlarım doğu cephesinde bir çocuğun kederi oluyor. bazen de kendi bencil dünyamdaki ceviz kabuğu problemleri. bu iki uç gerçeklik arasındaki ortaklık ise benim (ve senin, bizim) nasıl eyleme geçtiğim(iz). şimdi ve burada, elimdekiler ve hayal ettiklerimle, karanlık patikaların nihayetinde varacağı hedefe doğru yürümeye, sesini kısmadan şarkı söylemeye ve biraraya getirme büyüsünü kullanmaya hazırım. bu ne demek hepbirlikte görelim.